Çelik’in açıklamalarından önemli satır başları:
Gazze’de olaylar devam ederken insani durum da gözlerimizin önünde kötüleşiyor. Cumartesi günü Cumhurbaşkanımızın katılımıyla büyük bir miting düzenlenecek. Milletimiz Gazze’deki insanlık dışı ablukanın kabul edilemez olduğunu tüm dünyaya gösterecektir.
Günlerce hastanede kalan çocukların hayatlarıyla ilgili endişeler yaşandı. Bu hastaneler o çocuklara ve yaralılara hizmet veremez hale geldi. Sivil toplum kuruluşlarının soykırım dediği eylemler yapılıyor.
Ölen Filistinlilerin sayısı 5 bini aştı. Bunların yarısı çocuk ve kadın. Yaralıların tedavisine yönelik sağlık altyapısı bulunmuyor. Gazze insanlık için bir sınav haline geldi.
‘Devam eden hava operasyonları da korkunç sonuçlara neden oluyor’
Batılı hükümetler ne yapıyor? Filistin’e destek yürüyüşlerini engellemeye çalışıyorlar. Batı’daki vicdanlı insanlar mazlumların yanında olduklarını gösteriyor.
Batılı liderler düzenli olarak İsrail’i ziyaret ediyor. Ezberledikleri cümle şudur: İsrail’in kendini savunma hakkı vardır. Savunma hakkı, bebeklerin veya saf sivillerin öldürülmesi anlamına gelmez. Batılı liderler bu savunma hakkından bahsederken aynı zamanda saf Filistinlilerin yaşam hakkından da bahsetmeliler. Oraya giden herkes bunu sürekli tekrarlıyor. Bu uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde gerçekleşir.
Eğer masum insanların cesetleri üzerinden bunları söylerseniz, bu insanları öldürün demekten başka bir anlam taşımaz. Bütün dünya günlerdir kara operasyonunun ne gibi vahim sonuçlar doğuracağını tartışıyor. Aslında bunun çok vahim sonuçları olacak. Ancak devam eden hava operasyonları da feci sonuçlar doğuruyor. Bu kadar insanın üzerine bomba yağdırmaya kimin hakkı var?
İsrail, Gazze’yi sahipsiz topraklara dönüştürmeye çalışıyor. Günde 1000’e yakın kamyonun buraya girmesi gerekiyor. 20 TIR’a izin verilmesi insani yardımın yararlı olmasını sağlamaz. Filistinlileri Mısır’a mı yoksa başka bir çöle mi sürmeyi planlıyorlar.
2007’den bu yana Gazze bir açık hava hapishanesi gibiydi. Burada en temel ihtiyaçların karşılanması bile büyük zorluk teşkil ediyor. 2007’den beri en uzun işgallerden biri devam ederken, kime sorsanız 2 devletli çözümden yana olduğunu söylüyor. Uygulama planı bulunmamaktadır.
